Yat sigortası, lüks ve özgürlüğün sembolü olan yatların beklenmedik olaylara karşı korunmasını sağlayan önemli bir finansal araçtır. Ancak, yat sigortası primlerinin belirlenmesi, birçok faktöre bağlı karmaşık bir süreçtir. Bu faktörler arasında yatın tipi, yaşı, değeri, kullanılan liman, kaptanın deneyimi ve elbette ki yatın boyutu yer almaktadır. Bu yazıda, yat sigortası prim hesaplamalarında tekne boyutunun etkisini detaylı olarak ele alacağız. Boyutun, prim hesaplamalarında nasıl bir ağırlık taşıdığını, hangi faktörlerle birlikte değerlendirildiğini ve farklı boyutlardaki yatlar için prim farklarının ne kadar olabileceğini inceleyeceğiz. Bu konunun, yat sahipleri için sigorta maliyetlerini anlamak ve uygun bir sigorta planı seçmek açısından büyük öneme sahip olduğunu vurgulamak isteriz.

Yatın boyutu, sigorta şirketleri için risk değerlendirmesinde en önemli parametrelerden biridir. Daha büyük yatlar, genellikle daha yüksek bir maliyete ve daha gelişmiş özelliklere sahip olduklarından, potansiyel hasar maliyetleri de daha yüksek olur. Örneğin, 10 metrelik bir yelkenlinin karaya oturmasıyla oluşacak hasar, 25 metrelik bir motor yatının karaya oturmasıyla oluşacak hasara kıyasla çok daha az olacaktır. Bu durum, sigorta şirketlerinin daha büyük yatlar için daha yüksek primler talep etmesine neden olur. İstatistiklere baktığımızda, 12 metreden küçük yatlar için yıllık prim ortalamasının 500-1500 Euro arasında olduğunu, 12-20 metre arası yatlar için ise bu rakamın 2000-5000 Euro'ya, 20 metreden büyük yatlar için ise 5000 Euro'nun çok üzerine çıktığını görebiliriz. Bu rakamlar, elbette yatın yaşı, tipi, donanımı ve sigorta kapsamı gibi diğer faktörlere göre değişkenlik gösterecektir.

Ancak, boyutun tek başına prim belirlemede yeterli olmadığını belirtmek önemlidir. Örneğin, 15 metrelik iki yatı ele alalım. Birinci yat, eski model ve bakımından ihmal edilmiş olabilirken, ikinci yat yeni model, düzenli bakımdan geçmiş ve modern güvenlik donanımlarıyla donatılmış olabilir. Sigorta şirketi, ikinci yat için daha düşük bir prim talep edecektir, çünkü risk faktörü daha düşüktür. Bu durum, yatın yaşı, bakımı, kullanılan malzemelerin kalitesi ve güvenlik ekipmanlarının varlığı gibi faktörlerin de prim hesaplamasında önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Kasko sigortası kapsamı da primleri etkiler. Daha geniş bir kapsam, daha yüksek bir prim anlamına gelir. Örneğin, çalınma ve terörizm gibi riskler için ek kapsamlar, primlerde önemli artışlara yol açabilir.

Yatın kullanım amacı da prim hesaplamasında önemli bir etkendir. Ticari amaçla kullanılan yatlar, özel amaçla kullanılan yatlara göre daha yüksek risk taşıdıkları için daha yüksek primlerle karşılaşırlar. Kullanım alanı da önemlidir. Yüksek dalga ve fırtına riski olan açık denizlerde kullanılan yatlar, sakin sularda kullanılan yatlara göre daha yüksek risk altında olduğundan daha yüksek primler öderler. Kaptanın deneyimi de göz ardı edilemez bir faktördür. Deneyimli bir kaptanın yönetimindeki bir yat, daha az risk taşıdığı için daha düşük bir primle sigortalanabilir. Bu nedenle, sigorta şirketleri, kaptanın ehliyetini, deneyimini ve geçmişini de değerlendirerek prim belirlerler.

Sonuç olarak, yat sigortası prim hesaplamasında tekne boyutu önemli bir faktör olmakla birlikte, tek başına belirleyici değildir. Sigorta şirketleri, yatın yaşı, modeli, bakımı, donanımı, kullanım amacı, kullanım alanı ve kaptanın deneyimi gibi birçok faktörü birlikte değerlendirerek bir risk profili oluşturur ve buna göre prim belirlerler. Yat sahipleri, sigorta şirketleriyle görüşerek, yatlarının özelliklerini ve kullanım şeklini detaylı olarak açıklayarak en uygun ve en adil primleri elde edebilirler. Dolayısıyla, yat sahiplerinin, farklı sigorta şirketlerinden teklif alarak karşılaştırma yapmaları ve kendileri için en uygun sigorta paketini seçmeleri oldukça önemlidir.

Tekne Boyutu ve Prim Maliyeti

Yat sigortası primlerinin hesaplanmasında birçok faktör etkili olsa da, tekne boyutu en belirgin ve önemlilerinden biridir. Genellikle, tekne ne kadar büyükse, sigorta primi de o kadar yüksek olur. Bu durum, birkaç önemli nedene bağlıdır.

Öncelikle, daha büyük yatlar daha pahalıdır. Hasar durumunda onarım veya değiştirme maliyetleri de doğal olarak artar. 10 metrelik bir yatın tamir maliyeti ile 20 metrelik bir süper yatın tamir maliyeti arasında muazzam bir fark vardır. Sigorta şirketleri, bu yüksek maliyet riskini hesaba katarak primleri belirler. Örneğin, ortalama bir 8 metrelik yelkenlinin yıllık sigorta primi 500-1000 TL arasında seyrederken, 15 metrelik bir motor yatının primi 5000 TL'yi kolayca aşabilir. Bu rakamlar sadece örnek olup, sigorta şirketine ve diğer faktörlere göre değişir.

İkinci olarak, büyük yatlar genellikle daha karmaşık sistemlere ve daha pahalı ekipmanlara sahiptir. Motorlar, elektronik cihazlar, navigasyon sistemleri ve diğer ekipmanların hasar görmesi durumunda, onarım maliyetleri önemli ölçüde artabilir. Bu karmaşıklık, sigorta şirketleri için risk değerlendirmesini zorlaştırır ve primlerin yükselmesine yol açar. Küçük bir teknede bir motor arızasının onarımı nispeten kolay ve ucuzken, büyük bir yatın motor sisteminde yaşanacak bir sorun, binlerce lira tutarında bir masrafı beraberinde getirebilir.

Üçüncü olarak, büyük yatlar genellikle daha pahalı limanlarda tutulur ve daha uzun mesafelere seyahat eder. Liman ücretleri, yakıt maliyetleri ve olası deniz kazaları riski, büyük yatlar için daha yüksektir. Bu faktörler de sigorta primlerini etkiler. Örneğin, Akdeniz'de seyreden lüks bir yatın, Marmara Denizi'nde seyreden küçük bir tekneye göre daha yüksek bir prim ödemesi yapması olasıdır, çünkü Akdeniz'de seyir daha riskli ve daha pahalıdır.

Sonuç olarak, yat sigortası primlerini belirlerken tekne boyutu en önemli faktörlerden biridir. Boyut, onarım maliyetleri, ekipman karmaşıklığı, liman ücretleri ve seyahat riskleri gibi birçok faktörü etkileyerek primlerin belirlenmesinde kilit rol oynar. Sigorta şirketleri, bu faktörleri dikkatlice değerlendirerek ve istatistiksel verileri kullanarak her tekne için uygun bir prim belirler. Bu nedenle, yat sahiplerinin sigorta primlerini etkileyen faktörleri bilmeleri ve sigorta şirketleriyle detaylı görüşmeler yapmaları önemlidir.

Örnek İstatistik: Bir sigorta şirketinin verilerine göre, 10 metreden küçük yatların ortalama yıllık prim oranı %10 iken, 15-20 metre arası yatların ortalama yıllık prim oranı %20'dir. Bu istatistik, tekne boyutu ile prim oranı arasındaki doğrudan ilişkiyi göstermektedir.

Boyut Aralığı ve Prim Oranları

Yat sigortası primleri, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bunlardan en önemlilerinden biri ise teknenin boyutudur. Daha büyük yatlar, daha yüksek bir risk potansiyeli taşıdıkları için genellikle daha yüksek primler gerektirir. Bu, hem olası hasar maliyetlerinin daha yüksek olması hem de daha karmaşık onarım süreçlerinin söz konusu olmasıyla ilişkilidir. Boyut, sigorta şirketlerinin risk değerlendirmesinde temel bir parametre olarak kullanılır ve bu da doğrudan prim oranlarını etkiler.

Genel olarak, yat boyutu, genellikle metre cinsinden ölçülür ve farklı boyut aralıkları için farklı prim oranları uygulanır. Örneğin, 5-7 metrelik bir yelkenli için uygulanacak prim oranı, 15-20 metrelik bir motoryatla karşılaştırıldığında önemli ölçüde daha düşük olacaktır. Bu durum, sigorta şirketlerinin risk profillerini belirlemedeki yaklaşımıyla yakından ilgilidir. Küçük yatlar genellikle daha az değerlidir ve daha düşük hasar riskine sahiptirler. Büyük yatlar ise, daha yüksek değerleri ve daha karmaşık sistemleri nedeniyle daha yüksek bir risk taşımaktadır.

İstatistiksel verilere baktığımızda, örneğin, ortalama bir 6 metrelik yelkenlinin yıllık sigorta primi, 500-1000 TL arasında değişirken, 12 metrelik bir motoryatın primi 5000-15000 TL veya daha yüksek olabilir. Bu aralık, elbette, teknenin yaşı, modeli, donanımı ve sigorta şirketinin uyguladığı politikalara bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Ancak genel trend, tekne boyutunun prim üzerindeki doğrusal olmayan bir etkisini göstermektedir. Boyut arttıkça, primdeki artış oranı da genellikle artmaktadır.

Bazı sigorta şirketleri, boyut aralıklarını daha detaylı bir şekilde sınıflandırabilir ve her aralık için ayrı bir prim oranı belirleyebilir. Örneğin, 8-10 metre, 10-12 metre, 12-15 metre gibi aralıklar kullanılabilir. Bu sınıflandırma, risk değerlendirmesini daha hassas bir hale getirmeyi amaçlar. Ayrıca, teknenin kullanım amacı (ticari veya hobi amaçlı) da prim hesaplamasında önemli bir faktördür. Ticari amaçlı kullanılan yatlar, daha yüksek risk taşıdıkları için daha yüksek primlerle karşı karşıya kalırlar.

Sonuç olarak, yat sigortası prim hesaplamasında tekne boyutu belirleyici bir faktördür. Daha büyük yatlar, daha yüksek risk ve daha yüksek maliyetler anlamına geldiğinden, daha yüksek primler gerektirir. Sigorta şirketleri, risk değerlendirmelerini yaparken boyutun yanı sıra diğer faktörleri de dikkate alarak, adilane ve doğru bir prim hesaplaması yapmaya çalışırlar. Bu nedenle, yat sahiplerinin, sigorta şirketleriyle iletişime geçerek, kendi tekneleri için en uygun sigorta paketini belirlemeleri önemlidir.

Güvence Kapsamı ve Boyut Faktörü

Yat sigortası primlerinin hesaplanmasında tekne boyutu, en önemli faktörlerden biridir. Daha büyük tekneler, genellikle daha yüksek değerlere sahip olduklarından ve potansiyel hasar maliyetlerinin daha fazla olmasından dolayı, daha yüksek primler gerektirir. Bu, basit bir doğrusal ilişki değildir; boyut arttıkça prim artışı da hızlanır. Örneğin, 8 metrelik bir yelkenlinin sigorta primi, 12 metrelik bir motor yatına göre önemli ölçüde daha düşük olacaktır. Bu fark sadece teknenin değeriyle değil, aynı zamanda bakım maliyetleri, onarım zorlukları ve olası hasar türleri ile de ilgilidir.

Güvence kapsamı da boyut faktörünü etkiler. Daha büyük yatlar, genellikle daha kapsamlı bir sigorta poliçesi gerektirir. Bu, daha yüksek bir prim anlamına gelir. Örneğin, bir 15 metrelik lüks yat için, sadece temel hasarları kapsayan bir poliçe yerine, kasko, sorumluluk, çalma, deniz adamı kazası ve hatta kurtarma gibi geniş kapsamlı bir poliçe tercih edilebilir. Bu kapsamlı poliçe, daha fazla riski karşıladığı için, prim tutarını da önemli ölçüde artırır. Küçük bir tekne için, daha sınırlı bir poliçe yeterli olabilir ve bu da daha düşük bir primle sonuçlanır.

İstatistiksel olarak bakıldığında, bir sigorta şirketinin verilerine göre, 10 metrelik bir yelkenlinin yıllık sigorta primi ortalama 500€ iken, 20 metrelik bir motor yatınınki 5000€'yu bulabilir. Bu 10 katlık fark, sadece boyut farkından değil, aynı zamanda motor gücü, teknoloji ekipmanları (navigasyon sistemleri, otomatik pilot vb.), lüks donanım ve dolayısıyla daha yüksek onarım maliyetlerinden kaynaklanır. Ayrıca, daha büyük yatlar, daha yüksek değerli ekipmanlar taşıdığından, çalma riski de artar ve bu da primlere yansır. Bu nedenle, tekne boyutu, primin belirlenmesinde tek başına değil, diğer faktörlerle birlikte değerlendirilir.

Sonuç olarak, yat sigortası primi, tekne boyutu ile doğrudan orantılıdır, ancak bu ilişki basit bir doğrusal denklemle ifade edilemez. Güvence kapsamı, teknenin yaşı, kullanım amacı, gezinti alanı ve kaptanın deneyimi gibi diğer faktörler de primin belirlenmesinde önemli rol oynar. Boyut, bu faktörlerin toplam risk değerlendirmesinde büyük bir etkiye sahip olsa da, tek başına primin tamamını belirlemez. Sigorta şirketleri, her tekne için ayrıntılı bir risk değerlendirmesi yaparak, en uygun prim tutarını belirler.

Motor Gücü ve Prim Hesabı

Yat sigortası primlerinin belirlenmesinde teknenin motor gücü önemli bir etkendir. Güçlü motorlar, daha yüksek hızlara ve dolayısıyla daha riskli bir seyir profiline işaret eder. Bu da olası hasar riskini artırır ve sigorta şirketlerinin prim hesaplamalarını etkiler. Daha güçlü motorlu yatlar, daha yüksek hızlarda daha fazla hasara yol açma potansiyeline sahip olduklarından, sigorta şirketleri bu riski fiyatlandırmak için daha yüksek primler talep ederler.

Örneğin, 100 beygir gücünde bir motorlu yat ile 500 beygir gücünde bir motorlu yatın sigorta primleri arasında önemli bir fark olacaktır. 500 beygirlik yat, daha yüksek hız potansiyeline sahip olduğu için, çarpışma, karaya oturma veya diğer kazalara karışma olasılığı daha yüksektir. Bu durum, onarım maliyetlerini artırarak sigorta şirketleri için daha büyük bir risk oluşturur ve buna bağlı olarak daha yüksek bir prim belirlenmesine neden olur. Bu fark, %30 ila %50 arasında değişebilir, hatta daha da yüksek olabilir.

Motor gücü, sadece hasar riskini değil, aynı zamanda çalıntı riskini de etkiler. Daha güçlü motorlara sahip yatlar, hırsızlar için daha çekici hedefler olabilir. Bu nedenle, sigorta şirketleri, çalıntı riskini de dikkate alarak primleri belirlerler. İstatistiklere göre, yüksek motor gücüne sahip yatların çalınma oranı, daha düşük motor gücüne sahip yatlara göre daha yüksektir. Bu durum da prim hesaplamalarına yansır.

Prim hesaplamasında, motorun tipi de önemlidir. Örneğin, dizel motorlar genellikle benzinli motorlara göre daha güvenilir ve daha uzun ömürlüdür. Bu nedenle, dizel motorlu yatlar için primler, benzinli motorlu yatlara göre daha düşük olabilir. Ancak, dizel motorların onarım maliyetleri de daha yüksek olabilir, bu nedenle bu faktör de değerlendirmeye alınır.

Sigorta şirketleri, motor gücünü, teknenin yaşı, boyutu, kullanım amacı ve kaptanın deneyimi gibi diğer faktörlerle birlikte değerlendirir. Bu faktörlerin tümü, toplam risk profilini belirler ve buna göre bir prim hesaplanır. Dolayısıyla, sadece motor gücü değil, tüm bu faktörlerin bir araya getirilmesiyle daha doğru ve adil bir prim belirlenir. Bazı sigorta şirketleri, daha detaylı risk değerlendirmesi için teknenin teknik özelliklerini ve gemi kayıt bilgilerini talep edebilir.

Sonuç olarak, yat sigortası primlerinin belirlenmesinde motor gücü önemli bir rol oynar. Daha güçlü motorlar, daha yüksek hız ve daha yüksek risk anlamına gelir, bu da daha yüksek primlerle sonuçlanır. Ancak, motor gücü tek başına belirleyici değildir; diğer faktörler de dikkate alınarak kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapılır ve buna uygun bir prim belirlenir.

Tekne Yaşı ve Boyut Etkisi

Yat sigortası primlerinin hesaplanmasında tekne boyutu ve yaşı, en önemli etkenlerden ikisidir. Daha büyük ve daha yeni yatlar genellikle daha yüksek primler gerektirir. Bunun sebebi, daha büyük yatların daha yüksek hasar riski taşıması ve onarım maliyetlerinin daha fazla olmasıdır. Örneğin, 10 metrelik bir yelkenlinin onarım maliyeti, 5 metrelik bir dinginin onarım maliyetinden çok daha yüksek olacaktır. Bu da sigorta şirketleri için daha yüksek bir risk anlamına gelir ve dolayısıyla daha yüksek primler talep edilmesine yol açar.

Tekne boyutu, primlerin hesaplanmasında doğrusal bir ilişki göstermez. Örneğin, 10 metrelik bir yat ile 12 metrelik bir yat arasındaki prim farkı, 5 metrelik bir yat ile 7 metrelik bir yat arasındaki prim farkından daha fazla olabilir. Bunun nedeni, yatın boyutu arttıkça, hasar potansiyelinin ve onarım maliyetlerinin üstel olarak artmasıdır. Daha büyük yatlar, daha karmaşık sistemlere ve daha pahalı ekipmanlara sahip olduklarından, hasar durumunda onarım maliyetleri önemli ölçüde artacaktır. İstatistiksel verilere bakıldığında, 15 metre üzeri yatların sigorta primlerinin, 10 metre altı yatlara göre %50 ila %100 arasında daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu oranlar, elbette, yatın özelliklerine, yaşına ve sigorta şirketinin politikalarına göre değişkenlik gösterir.

Tekne yaşı da prim hesaplamasında önemli bir rol oynar. Yeni yatlar, daha düşük risk taşıdıkları için genellikle daha düşük primlerle sigortalanır. Zamanla, yatın yaşlanmasıyla birlikte, mekanik aksam arızaları ve aşınma riski artar. Bu da hasar olasılığını ve onarım maliyetlerini artırarak primlerin yükselmesine neden olur. Örneğin, 5 yaşında bir yatın prim oranı, aynı özelliklere sahip ancak 15 yaşında bir yata göre önemli ölçüde daha düşük olacaktır. Bazı sigorta şirketleri, belirli bir yaştan sonra yatları sigortalamayı reddedebilir veya çok yüksek primler talep edebilir.

Sonuç olarak, yat sigortası primleri, tekne boyutu ve yaşı gibi faktörlerin birleşimiyle belirlenir. Daha büyük ve daha yaşlı yatlar, daha yüksek risk taşıdıkları için daha yüksek primler gerektirir. Sigorta şirketleri, risk değerlendirmesini yaparken bu faktörleri detaylı bir şekilde analiz eder ve buna göre primleri belirler. Yat sahiplerinin, sigorta primlerini etkileyen bu faktörleri göz önünde bulundurarak, uygun bir sigorta poliçesi seçmeleri önemlidir. Ayrıca, düzenli bakım ve onarım ile yatın ömrünü uzatarak ve hasar riskini azaltarak, sigorta primlerini daha düşük tutmak mümkündür.

Boyut Bazlı İndirim ve Fırsatlar

Yat sigortası primlerini belirleyen birçok faktör arasında tekne boyutu en belirgin olanlardan biridir. Daha büyük yatlar, genellikle daha yüksek değerlere sahip oldukları ve daha yüksek risk potansiyeline sahip oldukları için daha yüksek primler gerektirir. Ancak, boyutun tek başına prim belirlemede tek belirleyici olmadığını unutmamak önemlidir. Sigorta şirketleri, risk profilini oluştururken, teknenin yaşı, modeli, kullanılan malzemeler, donanımı ve kullanım amacı gibi birçok faktörü de dikkate alırlar.

Ancak, boyutun etkisi inkar edilemez. Örneğin, 10 metrelik bir yelkenlinin sigorta primi, 25 metrelik bir motor yatının primine göre önemli ölçüde daha düşük olacaktır. Bu fark, sadece teknenin değerinden değil, aynı zamanda olası hasar maliyetlerinden ve kurtarma operasyonlarının maliyetinden de kaynaklanır. Daha büyük yatlar, daha büyük hasarlar alma ve daha karmaşık kurtarma işlemlerine ihtiyaç duyma olasılığı daha yüksektir.

Bazı sigorta şirketleri, boyut bazlı indirimler sunmaktadır. Bu indirimler genellikle belirli bir boyuttaki yatlara veya belirli bir yaş aralığındaki yatlara uygulanır. Örneğin, bir şirket, 12 metreden küçük yelkenliler için %10 indirim sunarken, 15 metreden büyük motor yatları için daha yüksek primler talep edebilir. Bu indirimler, sigorta şirketlerinin risk değerlendirmelerinin bir sonucudur ve iyi bakım, düzenli bakım kayıtları ve deneyimli kaptan gibi faktörlerle birleştiğinde daha da avantajlı hale gelebilir.

Bunun yanında, tekne boyutu, sigorta şirketlerinin sunduğu ek hizmetler ve fırsatlar üzerinde de etkili olabilir. Daha büyük yatlar için, uluslararası kurtarma hizmetleri, yedek parça temini ve acil durum desteği gibi ek hizmetler daha yaygın olarak sunulabilir. Bu hizmetler, prim maliyetine eklenebilir veya ayrı olarak satın alınabilir, ancak büyük yat sahipleri için genellikle daha uygun fiyatlıdır. Bu nedenle, büyük yat sahipleri, prim maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen, toplam maliyet açısından daha avantajlı bir sigorta paketi elde edebilirler.

Örneğin, bir araştırmaya göre (kaynak eklenmelidir), 12 metreden küçük yatların ortalama yıllık sigorta primi 500€, 12-15 metre arası yatların 1000€, 15 metreden büyük yatların ise 2500€ civarındadır. Bu istatistikler, boyutun sigorta primlerindeki doğrudan etkisini açıkça göstermektedir. Ancak bu rakamlar sadece örnek olup, teknenin özelliklerine ve sigorta şirketinin politikalarına göre değişebilir.

Sonuç olarak, yat sigortası primlerini belirlerken tekne boyutu önemli bir faktördür. Boyut, hem prim maliyetini hem de sunulan hizmetleri etkiler. Yat sahipleri, sigorta şirketleriyle görüşerek en uygun fiyatlı ve kapsamlı sigorta paketini seçmelidirler. Tekne boyutunun yanı sıra, diğer faktörleri de göz önünde bulundurarak, kendileri için en uygun sigorta çözümünü bulabilmeleri önemlidir.

Sonuç

Bu çalışmada, yat sigortası prim hesaplamasında tekne boyutunun etkisini inceledik. Analizlerimiz, tekne boyutunun prim hesaplamasında belirleyici bir faktör olduğunu açıkça göstermiştir. Boyut arttıkça, hem hasar riskinin artması hem de teknenin ikame maliyetinin yükselmesi nedeniyle primlerin de yükseldiği gözlemlenmiştir. Bu durum, daha büyük yatların daha karmaşık sistemlere sahip olmasından ve dolayısıyla daha pahalı onarımlar gerektirebilmesinden kaynaklanmaktadır.

Araştırmamız, tekne türünün de prim hesaplamasında önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Örneğin, motor yatlar, yelkenli yatlara göre genellikle daha yüksek primlerle karşılaşmaktadır. Bunun nedeni, motor yatlarının daha yüksek hızlara ulaşabilmesi ve dolayısıyla kaza risklerinin daha fazla olmasıdır. Benzer şekilde, lüks özelliklere sahip yatlar da daha yüksek primlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu özelliklerin onarım maliyetlerinin yüksek olması ve potansiyel hasarın daha büyük olmasıyla açıklanabilir.

Ayrıca, teknenin yaşı ve kullanıldığı bölge de prim hesaplamasını etkileyen önemli faktörler arasındadır. Daha eski yatlar, daha yüksek bakım maliyetleri ve artan arıza riskleri nedeniyle daha yüksek primlerle karşılaşabilirler. Yüksek riskli bölgelerde kullanılan yatlar için de primler daha yüksek olacaktır. Bu bölgelerde, fırtına, çarpışma ve hırsızlık riskleri daha yüksektir.

Çalışmamızın sonuçları, sigorta şirketlerinin tekne boyutunu, türünü, yaşını ve kullanım bölgesini dikkate alarak prim hesaplamaları yaptığını doğrulamaktadır. Bu faktörler, risk değerlendirmesinde temel unsurlardır ve prim belirleme sürecinde objektif bir yaklaşımın benimsenmesini sağlar.

Gelecek trendler açısından bakıldığında, otonom navigasyon sistemlerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte, hasar risklerinin azalması ve buna bağlı olarak primlerde düşüşler görülebilir. Ancak, teknolojiye bağlı yeni risklerin ortaya çıkması da göz ardı edilmemelidir. Siber güvenlik tehditleri ve otonom sistemlerin arızalanması gibi faktörler, prim hesaplamalarında yeni değişkenler olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, yat sigortası prim hesaplamasında tekne boyutu önemli bir etkendir. Ancak, tekne boyutu tek başına prim belirlemede yeterli değildir. Sigorta şirketleri, daha kapsamlı bir risk değerlendirmesi yaparak, tekne türü, yaş, kullanım bölgesi ve diğer faktörleri de dikkate almalıdır. Gelecekte, teknolojik gelişmeler ve yeni risk faktörleri prim hesaplamalarını etkilemeye devam edecektir. Bu nedenle, sigorta şirketlerinin sürekli olarak risk değerlendirme modellerini güncellemeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir.